EN BÜYÜK ÖĞRETMENİM KARL MARX VE YILMAZ GÜNEY

Lise ilk sınıfta dünyayı anlama çabasına giriştim bu dönemde kalbimde ve beynimde büyük boşluk hissediyordum ve sistemin tam istediği bireyci insan modelinde bir insandım. Dünyayı anlama yolunda giriştiğim çabamda Karl Marx ve Yılmaz Güney ile tanışmam hayatımı değiştiren kendi içimde büyük sarsıntı ve devrim yaşamama yol açan sebep oldu. Komünist Manifesto okuduğum ilk iki kitaptan biridir bu eseri okumam dünyaya boş gözlerle bakmamamı, beynimdeki büyük boşluğun dolmasını sağladı. Marx okumam yetmiş yaşında hastalıklı hergün liseye giderken gördüğüm yaşlı ayakkabı boyacısı amcanın yaşına rağmen neden çalışmak zorunda kaldığını, bazı insanların ise pahalı viskileri hiç düşünmeden neden rahatça yudumlayabildiklerini anlamamı sağladı.

Yılmaz Güney, bana ezilen insanları görmemi sağlayan kişidir. Marx, okumam bireyle birey, ulusla ulus arasındaki ilişkileri anlamlandırabilmemi sağladı ama gözlerim bakarken bireyci duyguların esiriydi ve Yılmaz Güney filmleri ezilenlerin acılarını yüzüme bir tokat gibi çarptı ve kurtuluşun yolunu gösterdi bana. Arkadaş filminde Yılmaz Güney 'in dediği gibi bizler sefaletimizin fotoğrafını çekmelerine değil, sefaletimize engel olmalıydık sefaletimizden kurtulmamızın yolunuda Yılmaz Güney haykıran seslerle söylüyordu tek yol devrim.

Bir kitap okudum ve hayatım değişti lafını söyleyenlere inanmazdım hayat bana yaşatarak öğretti bu sözün gerçek olabileceğini bir kitap okudum ve hayatım değişti. Komünist Manifesto'yu okuduktan sonra ben eski Hasan değildim artık beynimde bir sarsıntı hissettim ve beynimdeki büyük boşluğun doldurucusu oldu Marx. Yılmaz Güney, kalbimdeki boşluğu doldurdu hayatta kendime örnek alacağım ışık oldu. En büyük öğretmenim Karl Marx ve Yılmaz Güney'dir benim çünkü benlik denilen bencillik batağından beni kurtaran onlar oldu ve onlar hayat denilen kavgada her daim benim yolumu aydınlatan, yol gösterici ışığım olacaklar.